İBS KABUSUNDAN NASIL KURTULDUM?
Burçin Çağlar'ın yazısı Sağlıklı yaşıyoruz sayfasından alıntı
Sirkenin faydaları ile ilgili yaşanmış bir hikaye
İBS KABUSUNDAN NASIL KURTULDUM?
Uzun yıllar sindirim sistemimle ilgili sıkıntılar yaşadım. Daha çok midemden rahatsızlığım oluyordu. Safra kesem taş nedeniyle alındıktan sonra bu spazm şeklindeki ağrılar kalmadı ama mide yanması ve reflü sorunları devam ediyordu. Bir süre sonra bağırsak sorunları başladı. Sürekli gaz ve şişkinlik oluyordu, kendimi gaz bombası yutmuş gibi hissediyordum. Nedensiz yere sık sık ishal oluyordum ve 1-2 gün devam ediyordu bu durum. Bazen da kabız oluyordum. Bu durumların nedenini hiç anlayamıyordum.
Sonuçta doktora, gastroenteroloji uzmanına gittim. Doktor bunun IBS denilen Hassas Bağırsak Sendromu olduğunu ve psikosomatik bir hastalık olduğunu söyledi. Ben IBS ile yaşamaya alışmaya çalışıyordum ama hayatım çok konforsuzdu. Çalışan bir insanın toplantılardan çıkmak zorunda olması, olmadık yerlerde tuvalet aramak zorunda olmak vb durumları gerçekten çok zordu. Neye bağlı olduğunu bilemediğim için nasıl önlemler alacağımı da bilemiyordum. Bu durumda geçen birkaç seneden sonra ağır bir akut kolit geçirdim. 10 gün boyunca, iki antibiyotik verilmesine rağmen ateşim düşmedi. Akut durum geçtikten sonra kolonoskopi yapıldı ve önemli bir sorun görülmedi. Söylenen yine bu bağırsak hastalıklarının psikosomatik olduğuydu.
Bu şekilde konforsuz yaşamıma devam ederken 2011 yılında Canan Karatay'ın kitabını okudum ve uygulamaya başladım. Bu beslenme düzeniyle hem kilo verdim, hem de reflüden kurtuldum. Artık mide ilaçlarına ihtiyaç duymuyordum. Zaman içinde diyabet ve tansiyon ilaçlarını da doktor önerisiyle bıraktım.
Karatay Diyeti ile pek çok sağlık sorunumdan kurtulmuştum. Kurtulamadığım tek sorun IBS idi. Canan Hocanın kitabında gıda intoleransından söz ediliyordu ancak ben herhangi bir yiyecek nedeniyle alerjik reaksiyon yaşamadığımdan gıda intoleransım olduğunu aklıma getirmiyordum. Zaman içinde beslenme konusunda yaptığım çeşitli okumalarla sürekli yeni bilgiler edindim ve gıda intoleransının çok değişik belirtileri olabileceğini öğrendim. Bunun üzerine 2014 yılında gıda intolerans testi yaptırdım. Çay ve mayaya karşı intoleransım olduğu çıktı. Bunları yaşamımdan çıkardım. İki hafta içinde artık kanıksadığım IBS belirtilerinden hiçbiri kalmadı. Ne gaz, ne şişkinlik, ne ishal durumu yaşıyordum. Yaşamım çok konforlu hale geldi. Meğer ne kadar kolaymış o sıkıntılardan kurtulmak. Tabii ilk aklıma gelen soru neden 10 seneyi aşkın süre hiçbir doktorun aklına bu sıkıntıların gıda intoleransı nedeniyle olabileceğinin gelmediği oldu. Cevabını da kendim verdim : "İşte bu, Canan Karatay farkı."
İntoleransım olan gıdaları önerilen 6 ay süresince tüketmedim. Maya intoleransı olduğu için hiçbir fermente yiyecek yiyemiyorsunuz, yoğurt, peynir, sirke, turşu yenmiyor. Bu arada ben sağlık ve beslenme konularında sürekli okuyordum ve okuduklarımdan yararlı bağırsak bakterilerinin çok önemli olduğunu öğrendim. Bağırsaklarımızda zararlı bakteriler yararlılara baskın çıktığında bakteri dengesi bozuluyor ve buna disbiyosis deniyor. Bu durum pek çok hastalığa yol açıyor bunlardan biri de IBS. Bakteri dengesini düzeltmek için bol miktarda probiyotik içeren gıdalar tüketmek ve bunları bol miktarda lifli yiyecek yani prebiyotik tüketerek beslemek gerekiyor.
Önerilen süre dolduğunda mayalı yiyecekleri birer birer denemeye başladım. Yoğurt ve kefir bende IBS belirtilerini geri getirdi. Peynirlerde ise endüstriyel mayalı peynirleri tolere edemediğimi ancak şirden mayalı peynir yiyebildiğimi gördüm. Ben işte bu noktada bir kısır döngü içinde olduğumu hissettim. IBS'ten kurtulmak için probiyotikli gıdalar tüketmem gerekiyorken bunları tolere edemediğim için yiyememek, bunları yiyemeyince bağırsaklarımın iyileşememesi, geçirgen bağırsak sendromundan kurtulamamak bir kısır döngüydü. Ben de probiyotik takviyelerini denemeye karar verdim. Birkaç çeşit probiyotik takviyesi kullandım. Bunları kullandığım süre içinde de semptomlar kayboldu ve rahatladım.
Bu arada bu konuda sürekli okuyordum. Hatta bu konuda düzenlenen bir tıp kongresi olan Bağırsak Mikrobiyotası ve Probiyotikler Kongresi'ne katıldık. Bu kongrede gördük ki bu konuda daha pek çok şey bilinmiyor. Probiyotik takviyelerle ilgili de çok bilinmeyen olduğunu gördük. 6 ay kadar çeşitli takviyeleri denedikten sonra bıraktım ve ne olacağını görmek istedim. IBS belirtileri geri geldi. Buradan anladım ki kullandığım takviyelerdeki probiyotik bakteriler benim bağırsaklarımda kolonize olamadılar. Aldığım sürece varlar, takviyeyi bırakınca yoklar.
Bu sırada aklıma değerli dostumuz, Canan Hocanın kitaplarının editörü Nihal Doğan'ın göndermiş olduğu sirkeleri geldi. Her sabah kalkar kalkmaz 1/3 çay bardağı sirkeyi bardağa koyup üzerini suyla doldurarak içmeye başladım. Bütün belirtiler iki hafta içinde kayboldu. Tekrar çok rahatladım. 6 ay bu şekilde devam ettikten sonra bu probiyotiklerin kolonize olup olmadığını, probiyotik takviyeler gibi mi olduğunu görmek için iki hafta sirke içmedim, belirtiler geri gelmedi. Demek ki sirkedeki bakteriler kolonize olabildi bağırsaklarımda. Sonuç olarak yine Canan Hocanın dediği çıktı. O probiyotik takviyelerini hiç tavsiye etmez, doğal yollardan alınmasını önerir.
Bu sene kendi sirkemi de yapacağım. Sirkenin çok yararlı olduğunu düşündüğüm için sirke içmeye de ev yapımı sirkeyle yaptığım turşularımı tüketmeye de devam edeceğim. Bu arada yoğurdu tolere edemediğimi düşünürken koyun yoğurdu ve manda yoğurdu denedim ve gayet iyi tolere edebildim. O zaman inek sütüne asıl intoleransım olduğunu anladım. İntolerans testlerinin de çok güvenilir olmadığını düşünüyorum. Yol gösteriyor tabii, ancak insan ancak kendisi denemeyle bulabiliyor hassas olduğu yiyecekleri.
Hangi sirkeyi icecegimiz onemlimi siz hangisini denediniz cvp verirseniz sevinirim.Cemil
YanıtlaSilmerhaba. kusura bakmayın bir süredir buralarda değildim. hala ihtiyacınız varsa içmek için sirkelerin güzeli ELMA sirkesidir. Turşu kurmak için üzüm ( daha keskin olan) sirkesini öneririm.
Sil